2014-2023 arasi ‘Dönüsüm Süreci’
AK Parti’nin 2023’e kadar uygulayacağı ve geçen hafta sonu yapılan 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda milletvekilleri ve parti yönetimiyle paylaşılan Ekonomi-Politik Vizyon Belgesi’ni Anadolu Ajansına açıkladı. Kurtulmuş, belgenin "yol haritası" olduğuna işaret etti.
Partilerinin iktidarda olduğu 2002-2013’teki 11 yıllık dönemi "değişim süreci” olarak niteleyen Kurtulmuş, bu dönemde bürokratik oligarşinin zayıflatılması, katılımcı demokrasinin kuvvetlendirilmesi, millet iradesinin güçlendirilmesi ve darbelerin sonuçlarıyla mücadele gibi konuların gerçekleştirildiğini vurguladı.
Seçimlerde milletin AK Parti’ye “yeni Türkiye’nin inşasını tamamlamak” ve “büyük medeniyetimizi ihya ve inşa etme” görevlerini verdiğini anlatan Kurtulmuş, “Milletin bize verdiği görev köprü, baraj yapmak, sadece ülkeyi ekonomik olarak güçlendirmekten ibaret değildir. Biz büyük bir medeniyeti, yeniden büyük bu topraklarda inşa ve ihya etmekle yükümlü olan bir siyasi kadroyuz” ifadelerini kullandı.
Zihniyet değişimi
Türkiye’nin özgüven inşasına ihtiyacı olduğunu ve zihniyet değişimine gittiğini dile getiren Kurtulmuş, "Millete tepeden, bakan milletin değerleriyle uzlaşmayan, milleti adam edilmesi gereken bir güruh olarak gören, devlet-millet çatışmasını yönetimin bir aracı olarak kabul eden o eski ceberrut, despot devletten kerim devlete, halkıyla uzlaşan, halkı için var olan devlet anlayışına doğru Türkiye çok büyük mesafe almıştır. Zaten bütün bu başarının arkasındaki temel neden de odur" görüşüne yer verdi.
Görünmeyen vesayetlerle mücadele
Türkiye’nin çok partili siyasi hayatta en önemli geri kalma sebeplerinden birinin de demokrasi ve sandık olmasına rağmen her zaman bir vesayetin bulunması olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, vesayetin bir kısmının görünen yani askeri vesayet olduğunu söyledi.
Bunun yanında hukuki vesayet de bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Son zamanlarda yine bu yargı vesayetini oluşturmak isteyen çevreleri görüyoruz. Türkiye’de yüksek yargı mensuplarının geçmiş dönemlerde neler yaptığını, bugün de neler yapmaya yeltendiğini görüyoruz ama bunlarla mücadele edildi belli bir noktaya kadar geldi" diye konuştu.
"En tehlikeli vesayet görünmeyen vesayettir" ifadesini kullanan Kurtulmuş, TBMM üzerinde kim, hangi kurum ve kuruluş vesayet oluşturmaya çalışıyorsa bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Görünmeyen vesayetin, siyasette ve ekonomide bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiye’nin Kürt sorununu çözme meselesi, Türkiye’nin Ermeni sorunuyla ilgili yaklaşımı, Kıbrıs sorunu konularında bir dayatmanın olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela son somut vesayet kırılmalarından birisi Ermeni meselesiyle ilgilidir. Yıllardır bizim refleksimiz neydi, o ceberrut devlet refleksi, ’Efendim biz onlara vurduysak onlar da, Ermeniler de bizim adamlarımızı öldürdüler’. İçine kapanık, o dönemde yapılmış bazı şeyleri dile getirmekten korkan, ürken bir devlet refleksi vardı. Şimdi Sayın Başbakanımızın ‘1915 te hayatını yitiren bütün Osmanlı yurttaşlarına taziye diliyorum’ lafı bir vesayeti kırmadır. Şimdi siz bu vesayeti kırmazsanız zaten Ermeni sorununu çözmek için adım atmanız mümkün değil birincisi bu paradigmatik vesayet."
"Vesayet adacıkları da bertaraf edilecek"
Ekonomi alanında da vesayetin bulunduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, "Dünya ekonomisine mesela merkez bankaları üzerinden bir vesayet oluşturuluyor. IMF gibi, Dünya Bankası gibi, Dünya Ticaret Örgütü gibi birtakım kurum ve kuruluşlar üzerinden vesayet oluşturuluyor. Ayrıca birtakım finansal medyanın içerisindeki özellikle ekonomiyle ilgili medya kuruluşları üzerinden bir vesayet oluşturulmaya çalışılıyor, derecelendirme kuruluşları üzerinden vesayet oluşturulmaya çalışılıyor" dedi.
Çözümün bütün bunlardan zihinleri azade kılmak olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bunların hepsi dünyanın gerçeği, eyvallah. Bunları biliriz ne olduklarını güçlerini biliriz ama önce şunu biliriz ki asıl olan güç Türkiye’nin kendi gücüdür kendi ayakları üzerine güçlü bir şekilde basmasıdır, bütün bunları ifade etmeye çalıştık. AK Parti, evet bu vesayetlerle mücadelesinin kısmında büyük başarı kazanmıştır, şimdi önümüzdeki 10 yılda görünmeyen vesayet adacıkları da bertaraf edilecektir ve Türkiye kendi yoluna devam edecektir" görüşüne yer verdi.
2023 hedeflerine ulaşmak için 4 temel alanda reform
AK Parti hükümetlerinin 12 yıllık süreçteki başarısında temel nedenin, ekonomik ve siyasi reformların eş zamanlı yapılması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye ekonomik ve siyasi reformları eş zamanlı yapmak mecburiyetindeydi, bunların çok şükür önemli bir kısmı yapıldı. İşimiz bitmiş değildir. Bundan sonra da bunların sistematik dönüşümlere döndürülmesi lazım" ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, “dönüşüm süreci” olarak nitelediği 2014-2023 arası dönemde de Türkiye’nin “2023 Vizyonu”nu yakalayabilmesi için 4 temel alanda hukuki reformlara imza atılması gerektiğine dikkat çekti.
Yeni anayasa
Kurtulmuş, “2023 Vizyonu” doğrultusunda en önemli unsurun yeni anayasa yapma ihtiyacı olduğunun altını çizerek, Türkiye’de hangi sorun tartışılırsa tartışılsın meselenin yeni anayasa ihtiyacına dayandığını söyledi. Demokratik katılımcı sivil bir anayasa ihtiyacına dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu dönemde bunun samimi bir şekilde yapılması için gayret sarfettik ama olmadı. Muhalefet partileri hiç buna teşne olmadılar. Çünkü eski Türkiye’nin son kalesinin yeni anayasa yapıp yapma meselesi olduğunu biliyorlar. Son kalenin eski anayasa, şu andaki mevcut anayasa, olduğunu bildikleri için onun mümkün olduğu kadar ruhuna dokundurtmak istemiyorlar. Biz anayasa yapmaktan kastın sadece metni değiştirmek olmadığını, ruhunu değiştirmek olduğunu söyledik. Ceberrut devletten kerim devlete döndüyseniz, dönmeye başladıysanız anayasanıza da bu ruhu vereceksiniz. Dolayısıyla inşallah önümüzdeki genel seçimde Türkiye’de anayasa yapacak bir çoğunlukla hükümete geleceğiz, parlamentoya geleceğiz ve Türkiye’de yeni anayasa yapılmasını başaracağız.”
Çözüm süreci
Kurtulmuş, Türkiye’nin “2023 Vizyonu” çerçevesinde en önemli işlerden birinin de çözüm sürecinin barışçıl şekilde sonuçlandırılması olduğunu belirterek, “30 yıldır devam eden, 32 bin insanımızın ölümüne, 1.2 trilyon dolar Türkiye’nin mali kaybına neden olan o meseleyi artık Türkiye bitirecektir. Bu yeni Türkiye’nin millete karşı vermiş olduğu, AK Parti’nin yeni Türkiye’de millete karşı vermiş olduğu sözdür ve Allah’a çok şükür gayet güzel süreç ilerliyor” diye konuştu.
Antidemokratik unsurların temizlenmesi
Siyasi partiler, seçim ve imar yasalarından, antidemokratik yasalara kadar her alanda mevcut olan antidemokratik unsurları temizlediklerini ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye’de yasal düzeyde demokrasiyi çok daha ileriye götüreceğiz” dedi.
Mevcut seçim sisteminin antidemokratik yönlerini herkesin söylediğini dile getiren Kurtulmuş, “Bunu değiştirecek imkan, vakit şimdi kısa olduğu için belki olmayacak ama eninde sonunda Türkiye, ya dar bölge sistemine ya da daraltılmış bölge sistemine geçecek. Çünkü sistem oraya doğru gidiyor. Türkiye bu cumhurbaşkanlığı seçimini yaptıktan sonra çok açık söylüyorum devlet başkanlığı sistemine doğru gitmek mecburiyetinde. Yeni Türkiye o tarafa doğru gidiyor bunlar için de anayasa değişikliği gerekiyor” diye konuştu.
Toplumsal bütünlüğün sağlanması
Toplumsal bütünlüğün sağlanması konusunun önemine dikkati çeken Kurtulmuş, “Hiç kimsenin ‘Ben Aleviyim, ben dindarım, ben Sünniyim, ben Kürdüm, ben Çerkezim, ben Lazım, ben Romanım, ben gayrımüslimim... Herhangi bir şekilde şöyle bir hayat tarzına sahibim ve ikinci sınıf vatandaş olarak kendimi hissediyorum’ demediği, herkesin kendini birinci sınıf vatandaş olarak gördüğü bir Türkiye’nin inşasıdır. Dördüncü temel meselemiz budur. Bu önümüzdeki on yılın perspektifidir inşallah bu istikamette yürüyeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin bulunduğu konumun büyük bir başarı olduğunu ve bu başarıları gören kimilerinin Türkiye’nin yönetilemez hale gelmesini istediğini belirten Kurtulmuş, “Biz bütün bunlara karşın hem ekonomide hem siyasette hem hukukta hem toplumsal alanda bütün bu reformları eş zamanlı olarak, büyük bir heyecanla, büyük bir hedefe kilitlenmişlik ruhuyla, büyük bir özgüvenle yerine getireceğiz. Allah’ın izniyle durduğumuz nokta burasıdır. Rüzgar hangi yönden eserse essin biz yeni, büyük, güçlü Türkiye hedefinde yolumuza devam edeceğiz” dedi.
"Barzani, buraya gelince bazılarının tüyleri diken diken oluyor"
Kurtulmuş, ülke ekonomisinde belirlenen hedeflere ulaşılması için üzerinde en fazla durdukları konulardan birinin enerji olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye sadece petrol, doğalgaza bağlımlı değil bütün alternatf enerjileri üretecek konumdadır. Hem alternatif enerji hem kaya gazından rüzgar enerjisine kadar, çevreye uyumlu enerjilerin oluşmasına kadar... Bir de Cenab-ı Allah, Türkiye’ye altın tepsi içinde fırsat sunuyor. O da şudur: Hem Kuzey Irak pertrolleri hem Azerbaycan ve Türkmenistan, Rusya petrolleri hem de Doğu Akdeniz’de çıkarılacak bütün petrolleri hatta Güney Kıbrıs’ta çıkarılacak petrol ve doğalgazı da dahil ederek söylüyorum. Eğer bunlar, Avrupa piyasalarına, dünya piyasalarına gitmek istiyorlarsa Türkiye’nin üzerinden geçmekten başka yani Türkiye’yi burada stratejik bir ortak görmekten başka hiçbir şansları yok. Onun için Kuzey Irak petrolleriyle Türkiye ilgilenmeye başladığından beri mesela Sayın Barzani, buraya gelince bazılarının tüyleri diken diken oluyor, kıyamet koparıyorlar, ’Nasıl olur da Türkiye, Kuzey Irak petrolleriyle ilgilenir.’ Bunu diyenlere bakıyorsunuz, kendileri Kuzey Irak petrolleriyle her türlü ilişki içindeler, her türlü imkandan istifade ediyor. Dolayısıyla Türkiye burada kendi milli menfaatleri çerçevesinde hareket edecektir."
Türkiye’nin, 2023’te dünyanın 10. büyük ekonomisi olma ve 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması için daha fazla üretmesi gerektiğini, bunun için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacağını anlatan Kurtulmuş, "Bu istikamette gidiyoruz. Bizim her yıl 64 milyar dolar civarında petrol ve doğalgaz ithalatımız var. Cari açığımızın önemli bir kısmı da budur. Cari açığımızın önemli bir kısmı da bizim içeride yüksek nitelikli ürünler üretememiş olmamızdan geliyor. Hep beraber Türkiye bu süreçleri aşacak" ifadesini kullandı.
"2023 perspektifiyle uyumlu olmayan unsurlar düzeltilmeli"
Sermaye Piyasası Kurumundan BDDK’ya kadar diğer ekonomik kuruluşların da hükümetin ortaya koyduğu 2023 perspektifiyle uyumlu olmayan unsurları düzeltmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye hepimizin memleketi, Türkiye hepimizin sorumluluğu altında bir yer ama kusura bakmayın sorumlulukta hesap verecek yer siyasi iradedir. Siyasi irade milletin önünde hesap verecekse bu hesabını zorlaştıran her unsurunu da bertaraf etmek durumundadır. Onun için bu anlamda Türkiye ekonomisini dışarıya ispiyonlayacak, devletin kurum ve kuruluşları içerisinde bulunarak, o gücü kullanarak Türkiye ekonomisini dışarıda zor durumda bırakacak imaj, negatif imaj algısı oluşturacak çabalara da herhalde göz yummayacağız" diye konuştu.